DEVAM: 21- GINA' (NAĞME
VE YÜKSEK SESLE ŞİİR SÖYLEMEK) VE DEF (ÇALMAK) BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بن
يحيى.
حَدَّثَنَا الفريابي
عنعلبة بن أبي
مالك
التميمي، عن
ليث، عن
مجاهد؛ قَالَ:
-
كنت مع ابن عمر،
فسمع صوت طبل
فأدخل إصبعيه
في إذنيه. ثم
تنحى. حتى فعل
ذلك ثلاث
مرات. ثم
قَالَ: هكذا
فعل رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَم.
فِي
الزَوَائِد:
ليث بن أبي
سليم ضعفه
الجمهور. ووقع
عند ابن ماجة
((بن مالك)) وهو
وهم من الفريابي.
والصواب
((ثعلبة بن سهل،
أبو مالك)) كما
قاله المزي في
التهذيب والأطراف.
والحديث رواه
أبو داود في
سننه بسنده عن
نافع عن ابن
عمر. إلا أنه
لم يق: صوت طبل.
و قَالَ بدله
مزمار.
والباقي نحوه.
Mücahid
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, (Abdullah) bin Ömer (r.a.)'ın beraberinde
idim. Bir davul sesini işitti. Bunun üzerine iki parmağı (nın uçları) nı
kulaklarına soktuktan sonra oradan uzaklaştı. Hatta bunu üç defa yaptı. Sonra
dedi ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) böyle yapmıştır.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedindeki ravi Leys bin Ebi Selim'in zayıflığı
hususunda cumhur ittifak etmiştir. Senedin diğer ravisi Sa'lebe ise İbni
Mace'nin rivayetinde (İbni Malik) diye geçmiştir. Bu da Sa'lebe'nin ravisi
el-Firyabi'nin yanılgısıdır. El-Müzzi'nin et-Tehzib ve el-Etraf'ta dediği gibi
bunun doğrusu (Sa'lebe bin Süheyl Ebu Malik)'dir. Ebu Davud bu hadisi kendi
süneninde, senedi ile beraber Nafi aracılığı ile İbni Ömer.(r.a.)'den rivayet
etmiştir. Yalnız şu fark var ki, Ebu Davıld'un rivayetinde Nafi «Davul sesi»
dememiş, bunun yerine ''Mizmar (sesi)'' demiştir. Hadisin kalan kısmı
buradakinin mislidir.
AÇIKLAMA: Notta belirtildiği gibi bu hadisin senedinde zayıf
bir ravi var ise de Ebu Davud bu hadisin bir benzerini değişik bir sened ile
rivayet etmiştir. Ancak müellifimizin hadis metninde 'Tabı = Davul' kelimesi
bulunur. Ebu Davud'un rivayetinde bu kelime yerine 'Mizmar' kelimesi bulunur.
Bu hadis, davuI
üflemekle çalınan kaval ve zurna gibi çalgı aletlerinin sesini. dinlemenin
yasaklığına delalet eder. Ancak İbni Ömer (r.anh)'ın işittiği sesin evlenme
veya dini bayram gibi bir sevinç günü münasebeti ile mi, yoksa başka bir
sebeple mi çalınan davul veya mizmar sesi olduğu hususunda bir bilgiye
rastlıyamadım.
Sindi bu
hadisin haşiyesinde: Bu hadis, davul sesini dinIemenin mekruhluğuna ve bundan
sakınmanın uygunluğuna delalet eder, demekle yetinmiştir.
ÇALGILARı
ÇALMAK VEYA DİNLEMEK HAKKINDAKi DÖRT MEZHEB ALİMLERİNİN GÖRÜŞLERİ
Abdurrahman
el-Ceziri'nin Fıkıh kitaplarının 'El-Hazar ve'l-İbaha' bölümünde bu konu
hakkında verilen bilginin özeti şöyledir:
"1-
Hanefiler: Tanbur, kanun, zurna, borazan ve benzeri çalgıları çalmak tahrimen
mekruhtur, demişlerdir. (Hanefiler'den, el-Hasan, evlenme düğününde pulsuz def
çalmayı mübah saymıştır.)
2- Şafiler:
Evlenme ve sünnet düğünlerinde, dini bayram günlerinde ve bunlara benzer sevinç
zamanlarında def çalmak caizdir, demişlerdir. (Diğer çalgılar caiz değildir.)
3- Malikiler:
Evlenmeyi ilan etmek için pulsuz def, davul, borazan, ney ve kaval çalmak
caizdir. Ancak bunları çalmak fazla eğlenceye yol açarsa caiz değildir. Bu
hüküm erkekler ve kadınlar için aynıdır, demişlerdir. Bazı Maliki alimler,
evlenme düğününde olduğu gibi diğer sevinç günlerinde de, anılan aletleri
çalmak caizdir, demişlerdir.
4- Hanbeliler'e
göre her türlü çalgıyı çalmak caiz değildir."
Yukarıda
anlatılan hüküm, dinleyiciler için de aynıdır.
Notta durumu
söz konusu olan ravi Sa'lebe bin Süheyl Ebu Malik et-Tuhavi et-Temimi el-Kufi,
Rey' de yerleşmiştir. Zühri ve el-Leys bin Ebi Selim 'den rivayette
bulunmuştur. Ravileri ise Cerir bin Abdilhamid ve Ebu Usame'dir. İbni Main onu
sıka saymıştır. Tirmizi ve İbni Mace onun riva- , yetlerini almışlardır.